Yanlış Tedavi Tazminatı
Tıbbi hata(Malpraktis) hastane,doktor,sağlık çalışanlarının yanlış sağlık uygulamalarıdır.Kısacası halk arasında bilinen adıyla doktor hatasıdır. Dünya Tabipler Birliğine göre ise malpraktis ” hekimin tedavi sırasında standart, güncel uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavisini vermemesiyle oluşan hasardır”
şeklinde tanımlanmaktadır. Tıbbi tedavi hataları yalnızca bir işlemin veya uygulamanın eksik , yanlış yapılması değil ; yapılması gereken bir eylemin yapılmaması ile de bir mağduriyet doğurabilir.Peki bahsetmiş olduğumuz tıbbi tedavi hatalar nelerdir ? Bu hatalardan bazılarını sayacak olursak ;
- Yanlış ilaç seçi
mi
- Alerji hikayesinin bilinmemesi
- Uygun olmayan ilaç dozu (özellikle çocuk hastalar)
- İlacın yanlış yoldan verilmesi
- İlaç/ilaç etkileşimi
- Yanlış tedavi süresi
- Uygun olmayan aralıkta ilaç verilmesi
- İlaç/besin etkileşimi
- Okunamayan reçete ya da ilaç uygulama tabelası
Daha genel anlamıyla gruplandıracak olursak ise aşağıdaki şekilde bahsetmek mümkün olacaktır:
Tıbbi Uygulama Hatalarında Temel Nedenler:
- Dikkatsizlik: Bir tıbbi girişim sırasında yapılmaması gerekeni yapmaktır. Örneğin; oksijen yerine karbondioksit vermek, kan grubu kontrolü yapılmadan transfüzyon yapmak vb.
- Tedbirsizlik: “Önlenebilir bir tehlikeyi önlemede yetersiz kalmak, geç kalmak, unutmak” olarak tanımlanır. Örneğin; alerjisi olduğu bilinen bir hastaya alerjiye neden olan ilacı kullanmak veya test dozunda da olsa anafilaktik reaksiyon beklenen hasta için gerekli araç-gereci hazır bulundurmamak.
- Meslekte acemilik-yetersizlik: Meslek ve sanatın esaslarını ve optimal klasik bilgilerini bilmemek, temel beceriden yoksun olmak. Örneğin; hatalı entübasyon, fıtık ameliyatında femoral damar yaralamak, hatalı ilaç girişiminde bulunmak vb.
- Özen eksikliği: Evrensel tıp değerlerini uygulamamak. Örneğin; kanamalı, hipovolemik şoka eğilimli hastayı bekletmek, yakın izlem gerektiren hastayı gerekli sıklıkla izlememek, eksik araştırma sonucu tanı hatasına neden olmak.
- Emir ve yönetmeliklere uymamak: Kanun, tüzük, yönetmelik ve yetkili mülki amirin verdiği emirlere uymamak. Örneğin; acil hastaya bakmamak, bilimsel tedavi dışında bir tedaviyi uygulamak, işkenceye göz yummak veya yardım etmek, icap nöbetine çağırıldığında gelmemek
Görüldüğü gibi tıp alanının uygulayıcıları da diğer vatandaşlar gibi hukuk kuralları ile bağlı olup, tedavi uygulamaları sırasında gerekli ve yeterli özeni göstermekle yükümlüdürler.Gerek hekimler gerekse diğer tıp uygulayıcıları olan sağlık çalışanları hastanın özelliklerini göz önünde tutarak ve gereksiz risk altına sokmadan ve yeterli bilgi vererek tedavisini uygulamalıdır. Tereddüte düştüğü durumlarda yine gerekli özeni gösterip tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak zorundadır.
Hekim uygulayacağı tedavi hakkında hastasına yeterli bilgiyi vermeli ,uygulayacağı tedavi yöntemleri hakkında hastayı aydınlatmalı ve rızasını almalıdır.Hekim oluşabilecek tüm riskli durumlara ve somut olayın durumuna göre önlem almak zorunda olup,mesleki tüm koşulları yerine getirmelidir.
21.07.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ve 30.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile yanlış tedavi sonucu mağdur olan kişiler hekim ve hastanenin sorumluluğunun doğması sebebiyle maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir.
HASTA VE YAKINLARI TAZMİNAT DAVALARINDA NELER TALEP EDEBİLİR ? Maddi tazminat
Hasta, doktor hatası nedeniyle uğradığı zarardan kaynaklanan tüm maddi zararlarını talep etme hakkına sahiptir.
Manevi tazminat
Hasta ve hastanın ölümü halinde yakınları tarafından doktor hatası nedeniyle oluşan zararın sebep olduğu acı ve elemin giderilmesi için talep edilir. Yeni Borçlar Kanunun’da ise artık “ağır bedensel zarar” halinde hastanın yakınlarının da manevi tazminat talep etmesi mümkün olmuştur.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Doktor hatası nedeniyle hastanın ölmesi halinde, hastanın maddi desteğini alanlar tarafından, bu destekten yoksun kalınması nedeniyle talep edilebilir.
TIBBİ HATA (MALPRAKTİS )DAVALARINDAKİ ARTIŞ NEDENLERİ NELERDİR ?
- Tıp Eğitimindeki Eksiklikler
- Tıp ve Teknolojideki Hızlı Gelişmeler
- Sağlık Sistemindeki Sorunlar
- Medya
- Sivil Toplum Örgütlerinin Çoğalması ve Etkilerinin Artması
- Hasta Beklentilerinin Artması
Hekim ile hasta arasında tedavi uygulaması sırasında bir tür alacak-borç ilişkisi oluşmaktadır. Şöyle ki hasta hekime tedavi için başvurduğunda ve tedavi başladığında bir sözleşme doğmaktadır. Hekim hastaya tedavi uygulamak ile ; hasta ise bu tedavi uygulamasına karşılık bir ücret ödeme borcu sorumlu olmaktadır.Bu sebeple de aralarında oluşan bu sözleşme gereği hekimin gerekli ve yeterli özeni göstermesi gerekmekte olup,aksi durumda hukuki ve cezai sorumluluğu doğmaktadır.
Hekim ve diğer sağlık çalışanlarının yanlış tedavi sonucu meydana getirmiş olduğu mağduriyetler için zarar görmüş kimseler ve yakınları tarafından bahse konu durumlar pek çok kez yargı yoluna taşınmıştır. Ayrıca hekimin Kamu nezdinde çalışan bir hekim olması ile özel olarak görevini ifa eden bir hekim olması sebebiyle açılacak tazminat davalarında husumet yönüyle farklılıklar söz konusu olmaktadır. Eğer yanlış tedaviyi uygulayacak hekim bir Devlet Hastanesi’nde görevini ifa etmekte ise dava açılacak ilgili birim Sağlık Bakanlığı olup İdareye karşı açılmalıdır. Hekim özel olarak görevini ifa etmekte ise husumet yönünden ilgili doktora dava açılmaktadır. Yargıtay ‘da bu doğrultuda kararlar oluşturmuştur.
T.C. YARGITAY
- Hukuk Dairesi
2015/11965 E. , 2015/13323 K.
DOKTOR HATASI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
KAMU GÖREVLİSİ DOKTORUN HATASI
HİZMET KUSURU
İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (İYUK) (2577) Madde 2
DEVLET MEMURLARI KANUNU (657) Madde 13
1982 ANAYASASI (2709) Madde 129
“İçtihat Metni”
Davacılar H.. Ç.. ve diğeri vekili Avukat K..G.. tarafından, davalı M.. D.. aleyhine 23/05/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, doktor hatası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, 12/05/2003 doğumlu olan çocuklarının 25/05/2003 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle getirildiği S.. H.. davalı doktorun ihmali ve hastane personelinin gerekli acil muayeneyi yapmaması nedeniyle vefat ettiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, mahkemenin görevli olmadığını ve olayda kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor doğrultusunda davalının kusurlu olduğu benimsenerek istem kısmen kabul edilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan sorumluluk hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; davalının, davacıların çocuğuna gerekli muayeneyi yapmaması nedeniyle kusurlu olduğu ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece açıklanan olgular ve yasal düzenleme gözetilerek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.